Tesadüf diye bir sey yooook...


Bugün bir arkadasim sinemalarda oynayan bir filmi tavsiye etti. Adindan hicbirsey anlamadigim icin arastirdigimda kelimenin filmden cok bagimsiz bir bilgiye isim verdigini ögrendim. Sürekli basima geldigini düsündügüm icin oldukca ilgimi cekti. Filmin adinin ilgilendigim kismi: "Baader-Meinhof" fenomeni. Bunu kelimeyi ilk defa okuyorsaniz bir kac gün icinde bu fenomeni yasayabilirsiniz.

Aslinda bu biraz tesadüf ile de alakali. Tesadüfle sözde o kadar cok sey bulunmus ki, hayatta yeri de büyük. Teflon, mikro dalga firin, penisilin, Uranüs, Isaac Newton'un elmasi, Arsimet'in küveti, Kekulé`nin yilanli ruyasi hep ayni sekilde -tesadüfi- fikirler sayilirmis. Bunlara aslinda tek kelime Turkce karsiligi henuz yaratilmamis: "Serendipity" de deniyormus. Makul ceviri önerisi olan?

Konumuz buna yakin bir sey. Kisaca Baader Meinhof Fenomeni su: Bir gün gözünüz ilk defa gördügünüz bir isme ya da resme takiliyor. Kisa bir süre sonra ayni seye belki de cok alakasiz bir yerde tekrar rastliyor ve hayret ediyorsunuz. Bana bazen büyü gibi geliyor. Kafanizi kisa da olsa hayranlikla mesgul edebiliyor. Varligini yeni ogrendigim ve tanisma ihtimalimin neredeyse sifir oldugu birisi ile - onunla karsilassam sunu derdim diye düsünüp- , bir hafta sonra o kisi ile cok alakasiz bir yerde burun buruna gelmem gibi (düsündügümü de söyledim bu arada).

Bunun diger bir sekli bir arkadasinizi düsünürken onun sizi aramasi. Bu ise eszaman fenomeni sayiliyor. Kalp kalbe karsidir gibi bir de kaliplasmis, dile bile yerlesmis hos cümleler söylüyoruz. Ve bu tarz olaylar kesinlikle herkesin mutlaka basina geliyor.

Oysa tüm bu olanlar beynimizin bize birer oyunu. Ne büyü, ne de neden olan zincirler. Cok basitce anlatmaya calisirsak: model tanimaya egilimli beynimiz benzer durumlari görünce uyarilacak sekilde gelismis. Bu modelleme "ögrenme" dedigimiz seyi gerceklestirmemiz icin gerekli unsur. Minicik bebege masayi ögret, o kafasindaki modelle tum masalari tanisin, gibi.

Gün icinde o kadar cok fazla bilgi, cisim, görüntü, ses, kelime beyne giriyor ki bunlarin büyük kismina, özellikle tesadüfi tekrari olmayanlara önem vermiyoruz (normal isleyen beyinli iseniz tabii, otistikler gibi farkli algili olmayan). Ama ne zaman yeni ögrenilen ve birbirine benzer bir olayin, kelimenin, nesnenin vs kisa süre icinde tekrarlandigini görsek bunu kisa süre önce gördügümüz modeli hatirlayarak (isim, cisim, kisi herneyse) kafamizda bir baglanti kurmaya calisiyoruz. Kafalar artik dolu oldugundan (!) bu olayi enteresan bulup, duygusal anlamlar bile yüklemeye calisabiliyoruz. Tamami ile fani insan kurgulari.

Bu Baader-Meinhof kelimesi su an kafaniza girdi. Bundan sonra ilk karsilastiginizda bu ani beyniniz hatirlayacak.

Bu aslinda kahve falinin gercek olmadigini söylemek gibi bir sey. Tesadüfler biz 46 kromozomlular icin sevimli hayal ürünleri aslinda. Pozitif bilimlerle uzaktan yakindan alakasi olmayan tatli teyzeler fal bakarken benim bilmis bilmis "...Fakat beyniniz size oyun oynuyor, bakin bu söylediklerinizle karsilastiginizda, ki bir kismi ile muhakkak olacak, yönlendirildiginizin farkinda olmayacaksiniz!!" demem kadar itici ve gereksiz bir sey olamaz sanirim. Bende birakiyorum bu oyunlara kendimi. Kahvenin tadini cikariyorum, gerisini masal sayarak :)

ps: Resimler 10 yasimdan itibaren surekli karsima cikan bir Grimm masalina ait illustrasyonlar.






Protesto

Bloglarin kapanmasini protesto ediyorum.

Bildigim kadari ile bir iki Arap ulkesi ile

Iran'da boyle bir yasak vardi.

Zengin gecmisleri olmasina ragmen

artik tarihi geri yönde ilerletmekte usta

olan ulkelerde yani.


Ya simdi??

Ritz ve Yemek Kursu


Evet NY Muhtari. Haklisin donusume alisamadim. Gittigim yere de dönmüstüm bir yerde. Artik bulundugum yer kavramindan cok zamana odaklanmaliyim belki de. Zira yetmeyen hep o.

Frenklerle yaptigim dört farkli konudan kisaca bahsedebilirim:

1- Yemek kursu: Tembelliginden yumurta bile kirmanin en pratik ve hizli yolunu arayan ben icin boyle bir ders, elbette blog okumaktan daha ögretici olacakti. Dolayisi ile aylar oncesinden (!) rezervasyon yapip rahmetli Diana'nin vefat etmeden once kaldigi ,pesmelba uyduruk tatlisinin mucidi sef Escoffier'in kurdugu Ritz'in yemek okulunda ders aldim. Böyle bir turizm aginin var oldugunu duyuyordum ama bu kadar yogun talebi oldugundan habersizdim. Fransa bunu da öyle güzel bir kaynak yapmisti ki, en akliniza gelmeyecek mini tabak canakci da bile yemek kurslari verildigini sonradan farkettim. Elbette bir numarali musteriler her daim Amerikalilardi. Siniflarda oranlarinin %50'nin altina seyrek düstügünü ögrendim. Adi bilinen Cordon Bleu, Lenotre ve benim gittigim bu okul ise bilinen, sözde en iyiler arasinda idi.

Bunu secmemin bir nedeni de George Orwell'in Paris maceralarini anlattigi kitabi okumus ve etkisi altinda bu bes yildizli otel restaurantlarinin gormedigimiz ic dünyasini yine ayni kitap sayesinde merak etmis olmamdi. Nitekim Orwell bes parasiz bir sekilde bu ortamlarin en düsük seviyesinde calisiyor, mekanin asiri lüksüne tezat Paris'teki mutfaklarin rezaletinden bahsediyordu. Mesela yildizi ne kadar fazla ise, bifteginizin ellenme olasiligi da o derecede fazla idi.

Ritz'in labirent gibi alt koridorlarinda yürürken elbette böyle pis bir ortam görmedik. Binanin eskiliginden degisimin de kisitli oldugu, alt kattaki dar, alcak tavanli bir zeminde internet üzerinden bile görebileceginiz mutfakta ya da12 kisiyi asmayan sinifta, yemegimizi pisirdik, teknikleri ögrendik sonra da yaptigimizi yedik. Mutfagi hep tehlikeli bulmusumdur , sinifimizda yine birinin elini kesmesi, bir digerinin kizgin yagla yanmasi kendime hak verdirtti. Ritz okulu dört basascsindan biri olan sefimizin esprileri ve Peter Sellers'in Ingilizce konusmaya calisan Fransiz taklidinin gercek bir örnegi olarak bizi bayagi eglendirdi. Dedim ya Amerikalilar o kadar coktu ki Fransizca nadiren konusuyordu.

Bu egitimin ücreti eger okula gidip diploma almak isterseniz biraz fazla. Ama kurs ücretleri, Türk turistleri en fazla gördügüm Lafayette denen alisveris merkezinde yaptiklari harcamalarin yaninda hicbirsey. Dolayisi ile secim size kalmis. Bir esarp, eldiven alacaginiza kursa gidin :)

Pek kisa olmadi, diger yaptiklarimi da sonra anlatirim o zaman...


ps: Fotograftaki bizim yaptigimiz beyazhindibali balik.