Ritz ve Yemek Kursu


Evet NY Muhtari. Haklisin donusume alisamadim. Gittigim yere de dönmüstüm bir yerde. Artik bulundugum yer kavramindan cok zamana odaklanmaliyim belki de. Zira yetmeyen hep o.

Frenklerle yaptigim dört farkli konudan kisaca bahsedebilirim:

1- Yemek kursu: Tembelliginden yumurta bile kirmanin en pratik ve hizli yolunu arayan ben icin boyle bir ders, elbette blog okumaktan daha ögretici olacakti. Dolayisi ile aylar oncesinden (!) rezervasyon yapip rahmetli Diana'nin vefat etmeden once kaldigi ,pesmelba uyduruk tatlisinin mucidi sef Escoffier'in kurdugu Ritz'in yemek okulunda ders aldim. Böyle bir turizm aginin var oldugunu duyuyordum ama bu kadar yogun talebi oldugundan habersizdim. Fransa bunu da öyle güzel bir kaynak yapmisti ki, en akliniza gelmeyecek mini tabak canakci da bile yemek kurslari verildigini sonradan farkettim. Elbette bir numarali musteriler her daim Amerikalilardi. Siniflarda oranlarinin %50'nin altina seyrek düstügünü ögrendim. Adi bilinen Cordon Bleu, Lenotre ve benim gittigim bu okul ise bilinen, sözde en iyiler arasinda idi.

Bunu secmemin bir nedeni de George Orwell'in Paris maceralarini anlattigi kitabi okumus ve etkisi altinda bu bes yildizli otel restaurantlarinin gormedigimiz ic dünyasini yine ayni kitap sayesinde merak etmis olmamdi. Nitekim Orwell bes parasiz bir sekilde bu ortamlarin en düsük seviyesinde calisiyor, mekanin asiri lüksüne tezat Paris'teki mutfaklarin rezaletinden bahsediyordu. Mesela yildizi ne kadar fazla ise, bifteginizin ellenme olasiligi da o derecede fazla idi.

Ritz'in labirent gibi alt koridorlarinda yürürken elbette böyle pis bir ortam görmedik. Binanin eskiliginden degisimin de kisitli oldugu, alt kattaki dar, alcak tavanli bir zeminde internet üzerinden bile görebileceginiz mutfakta ya da12 kisiyi asmayan sinifta, yemegimizi pisirdik, teknikleri ögrendik sonra da yaptigimizi yedik. Mutfagi hep tehlikeli bulmusumdur , sinifimizda yine birinin elini kesmesi, bir digerinin kizgin yagla yanmasi kendime hak verdirtti. Ritz okulu dört basascsindan biri olan sefimizin esprileri ve Peter Sellers'in Ingilizce konusmaya calisan Fransiz taklidinin gercek bir örnegi olarak bizi bayagi eglendirdi. Dedim ya Amerikalilar o kadar coktu ki Fransizca nadiren konusuyordu.

Bu egitimin ücreti eger okula gidip diploma almak isterseniz biraz fazla. Ama kurs ücretleri, Türk turistleri en fazla gördügüm Lafayette denen alisveris merkezinde yaptiklari harcamalarin yaninda hicbirsey. Dolayisi ile secim size kalmis. Bir esarp, eldiven alacaginiza kursa gidin :)

Pek kisa olmadi, diger yaptiklarimi da sonra anlatirim o zaman...


ps: Fotograftaki bizim yaptigimiz beyazhindibali balik.

16 comments:

EKMEKÇİKIZ said...

B5ciğim,
Mutfak tehlikelidir, evet!
Hem senin söylediğin gibi kazası eksik olmaz, hem de o tutkuyu tattın mı kurtuluşu olmaz. :))
İmrendim doğrusu, Ritz kursuna...
:)

Pilli-Cadi said...

avrupa'dan nefret ederim hep soguk gelir ama öyle bir anlatmissin ki benim de gelesim geldi:)
en iyisi buralardan gitmeden bir de paris'e geleyim.

B5 said...

X Ekmekci Kiz,
Evet, ben hala tatma ve baskalarinin yaptigini takdir etme asamasindayim. Inan surekli pratik yemek yapmaktan ugrastirici seylerin verdigi keyfi tadamadim : )

X Pilli Cadi,
Merhaba :).. Bazen Avrupa kitasina ozellikle de Fransa'ya fazla cattigimi dusunuyorum. Aslinda elestirdigim cok fazla sey var burada. Irkcilikla bile suclayabilirim tum kitayi.

Ama senin soyledigin nefret asamasina gelmesi buranin bana verebileceklerini engellerdi diye dusunuyorum. Sonucta dunya uzerinde her ulkenin hem iyi hem kotu yanlari var.Cogu da goreceli... Istanbul'dan sonra kendimi birazcik Istanbul'da hissedebilecegim tek sehir yine cattigim Paris. Maalesef o kadar tanidik ki.

Evet, bence gelmem ve kendi gozlerinle gormen, burayi baskalarindan dinlemenden cok daha faydali olacaktir. Git, gor, ama "alisveris" yerine buranin canini cikar, sehrin sana verebilecekleri cok sen almasini bildikten sonra...

Sevgiler ve iyi yolculuklar :)

Anonymous said...

Beyazhindibagini gordukce alsam da ne yapsam diyordum. Simdi bu balik tarifini merak ettim (malum bu ara bol balik yiyoruz). Paylasirsan sevinirim :-)

B5 said...

x Zeyno§,
Onunla sadece salata yapmani tavsiye ederim. Zira pisince acimtrak tadi daha da belirginlesiyor.

Halka kesilmis hindiba+Iyi bir sizma zeytinyagi+Balsamik sirke+ tuz

En kolay ve en lezzetli hali bana gore... Yani cig :)

Bu balik yapimi biraz ince, onu yazarim sonra :)

Balik neredeyse haftada uc kez yaparim. Ama 7-8 dakikalik tariflerle hahhaaa :) Biliyorsun.

Anonymous said...

Su radicchio gibi desene o zaman. Ben onu salatada bile aci bulurdum, sadece risottoda severdim..Simdilerde salatada da sevmeye basladim. Yaslaniyoruz galiba :P

Benim diyetten dolayi balik tariflerim 1 dakikaya dustu. Al filetoyu, koy firina, sonra ustune bol limon :-)

Punto said...

Değişik bir uğraşı şekli.
Uydudan gördüğüm yabancı televizyonlarda da bizimkiler gibi bir yemek tarifi modasıdır gidiyor.
Sahi bu kadar tarif, bu kadar yemek çeşidini kim yiyor ya da kim yiyecek çok merak ediyorum.

B5 said...

X Punto Amca,
Aslinda bu okullar cok yeni degil. Mesleki egitim verdikleri icin egitim sonunda aldiginiz diploma size dünya uzerinde pekcok is imkani sagliyor.
Bizim yaptigimiz ise bu dünyadan birazcik tatmakti :) Yani gittigim aslinda mesleki ascilik okulunun bir kursu idi.

Bu kadar tarifi yiyecek vardir Punto Amca :). Eskiden de vardi bu tarifler ama iletisim bu kadar kolay degildi. Dolayisi ile dünyanin öte ucunda ne, nasil yeniyor daha az biliniyordu.

B5 said...

x Zeyno§,
Evet, birazcik "radicchio" gibi aciligi, ama tadi daha sulu radicchio'dan daha cok seveceksin bence taze hali ile. Biraz da aliskanliklar yavas yavas degistirebiliyor tabii zevkleri.

Demet said...

Bayiliyorum senin bu kurs, dans, gosteri vs.'leri hic itelememe huyuna. Biraz da cok anlatsan...
:)

loungetime said...

Hayranım sana,
yemek kursu hıııı, çok zevkli olmalı.

B5 said...

X Demet,
Anlatirim ama yuzyuze gelince. Bugun yeni bir yer kesfettim. Seninle beraber gitmeyi planliyorum :)
Surpriz :)

X Loungetime,
Pisirmekten cok yemeklerin hikayelerini, yapilislarini dinlemek ogrenmek hosuma gidiyor. Evet bizim sefimiz pek keyifli oldugundan ders de eglenceli idi, balik da cok fazla yaptigimdan yeni taktikler ogrenmedim degil, yalniz duyduguma gore pasta sinifina gelen sef pek huysuz imis, soru dahi sordurtmuyormus :) Okul havasi :P

Berceste said...

Eeee yemek gunlugunu ne zaman aciyorsun :P Oyle kursa gidip, tarif vermemek olmaz ama degil mi :)

B5 said...

X Berceste,
Yok, nerede :))))
Ben sagi sola anlatayim, isin ticaretinin ne kadar buyuk oldugundan bahsedeyim. Turkiye'de de en yakin zamanda her sehire birer ascilik okulu acilsin, yarismalar yapilsin, oduller ile tesvik edilsin, bu is gelissin isteyeyim, hepsi bu :)

New York Muhtari said...

b5 tam ben de haftasonlari ne yapsam, yemek kursu mu, dekorasyon kursu mu diye dusunurken yazin bana ilham verdi...

Keske yakinda olsak da, kurslarda ogrendiklerimizi sarap esliginde sevdiklerimizle paylassak.. :-))

beste said...

merhaba, o kitabi bende okudum, o kitaptan sonra evsizlere hep yemek vermeye basladim. Onlara bakis acimi degistirdi bu kitap. Ritz'in yakisikli Turk mudurunu gordun mu merak ettim adi Murat'ti galiba:)