
Bu yaziyi fotograflarla doldurmaya karar verdim, cünkü karanlik cikmis da olsalar kisa süren gündüzlerini bize dolu dolu yasatan adalar sehri
Stockholm hakkinda belki biraz fikir verebilirler. Biz bilgileri gitmeden önce Sevgili
Hedikli ev ve Zeyno§'dan aldik.
Tatile cikamamaktan yakinirken birden karar verip, birden yola ciktik. Ve kuzey kutbuna biraz daha yaklastik.
Sehirde yiginla ilginc müze vardi .
Vikingler,
Modern Sanat,
Savas,
Muzik, Sarap (?). Vaktimiz sadece alti yedisine yetebildi. Yukaridaki ilk resim Dans Müzesi. Dünya danslari hakkinda güzel bir koleksiyona sahipti.

Bu üst iki resim eskiden tiyatro olan bir salona ait. Sonra bu dev kristal avizeler ve sahne yerinde birakilarak bina konfeksiyon zincirine donusturulmus. Amerika'da zinciri olan ve sadece Londra, Dublin gibi birkac Avrupa ülkesinde magazasi olan
Urbanoutfitters. Mekanin guzelligi bir yana
Caglayan gibi modacilarin koleksiyonlarini da bulmak hosuma gitti.

Tropikal sularin baliklarini yakindan görmek icin
Akvaryuma gittik. Bu aslinda her gittigim ulkede yapmaya calistigim birsey. Kopekbaliklari ve piranhalarin neredeyse hepsinde oldugunu gördügünüzde artik yeni canlilar bulmayi istiyorsunuz.

Isvec'in yillar once nasil oldugunu gorebilmek icinse
Skansen'e gitmem onerildi. Hayvanat bahcesi, acik yilbasi panayirlari, folklorik giysileri ile dans eden Isvecliler, dolu altinda yurumeye calisan bizi epey havaya soktular. Herkes ayilarin oldugu yere dogru gidiyor ve Ingilizce'de yeni bir kelime ogrenerek dönüyordu= Hibernating (kis uykusu)...

Bu üstteki gemiyi eger önceden bilseydim Stockholm'e tek gidis nedenim olabilirdi. 17yy dan kalma, batiktan neredeyse mukemmel derecece kurtarilmis bir savas gemisi
VASA. Karayip Korsanlari filmini izlemis bir cocugunuz varsa burada cildiracagina eminim. Ilk izlenim sasirticiydi. Agzim acik kaldi. Bu kadar büyük bir gemi beklemiyordum cunku.
Ucan Hollandali gercek demek!!! Hikayesini biliyor musunuz?

Urbanoutfitters disinda neredeyse hicbir magazaya giremedim ama fotograflarini cektim. Yukaridaki vitrindeki hersey hareketliydi. Ejderhalardan kutup ayilarina kadar hersey...

Yemek konusunda da kisaca benim bir baliksever olarak pek keyifli döndügümü söyleyecegim. Esimin israrla döner yedigine inanamiyorum! Zeyno§'un bize dedigi gibi
geyikleri gördükten sonra etini yemek pek sevimli degildi. Yalniz yaban mersini corbasi da dahil hersey cok lezzetliydi. Tütsülenmis karides, tütsülenmis
geyik eti, tütsülenmis peynir. Eski zamanlarin yiyecek saklama adetleri ile günümüze gelmis tatlari herhalde, tipki diger ulkelerde oldugu gibi.

Ruslarla pek savasmis Isvec'in tarihi hakkinda epey bilgilenirken Osmanli ile olan iliskisi ve Turk sanatlarina olan ilginin kaynaklarini da ogrendim. Cok alakasiz gibi görünse de biraz tarih arastiran herkesin anlayabilecegi bir bilgiymis. Ama okulda bize bunlari ögretmiyorlar ki...
Elime gecen ilk kitap
Bender-Istanbul 1709-1713 idi. Hikayesi su
linkte.Bunun disinda bir baska aldigim kitap da Türk cadirlari hakkinda yayinlanmis resimli bir
rapor. Bu ilginin ve motiflerdeki özellikle ortakligi hala cözemedim.
Sonuc olarak gectigimiz haftasonu Stockholm beni her yönden sasirtti. Yani kliselesmis ABBA, Ikea, H&M, Ericsson disinda herseyle karsilastim. Nobel Ödülü Konserini son anda yakaladim ama son iki biletin fiyati astronomik olunca meshur bir
jazz-club'daki konseri kolumuz damgalanarak tercih ettim.
Sogugu ise hic hissetmedim...